Arama Sonuçları..

Toplam 9 kayıt bulundu.

Sempozyum Programı

BİYOBENZER İLAÇLARDA ARGE'DEN REGÜLASYONA GÜNCEL YAKLAŞIMLARSEMPOZYUM PROGRAMI 8 Nisan 2021, Perşembe 10:00 – 10:20 Açılış konuşmaları                       Prof. Dr. Ali Demir SEZER - Marmara Üniversitesi                       Prof. Dr. Erhan AKDOĞAN - TÜSEB Başkanı                       Doç. Dr. Tolga KARAKAN - TİTCK Başkan V.10:30 – 12:00 I. OTURUMBiyobenzer İlaçların Üretim ProsesleriModeratör: Prof. Dr. Türkan ELDEM / Hacettepe Üni.  Eczacılık Fak. Farmasötik  Biyoteknoloji ABD Bşk.      * Prof. Dr. Gülten KANTARCI / Ege Üni. Eczacılık Fak. Farmasötik  Biyoteknoloji ABD / Biyobenzer İlaçların Üretim Prosesleri      * Emre Burak ERKAL -  Turgut İlaçları, Alt Akım Proses Müdürü / Biyobenzer Monoklonal Antikor Üretim Platformu      * Ramazan Karaduman /  AbdiBio Ar-Ge ve Projeler Direktörü / Biyoreaktörlerden Bitmiş ürüne Üretim Prosesleri      * Turgay KAÇAR / Arven İlaç Biyoteknoloji Proje Yöneticisi / Hücreden Bitmiş Ürüne Biyobenzer İçin Proses Geliştirme12:00 – 12:40 Ara / Network12:40 – 14:10 II. OTURUMDünyada ve Türkiye’de Tedaviye Sunulan BiyobenzerlerModeratör: Uzm. Dr. Elif Hilal VURAL / TİTCK Başkan Yardımcısı      * Uzm. Kübra YILMAZ / TÜSEB Biyoteknoloji Enstitüsü      * Bilgen DÖLEK / AMGEN Pazar Erişim ve Kurumsal İlişkiler Direktörü / Sürdürülebilir Sağlık Sistemi ve Biyobenzerler      * Dr. Devrim SATIK / SANOFİ Global Ruhsatlandırma, Genel İlaçlar Birimi, Ortadoğu Yöneticisi / Doktor, Eczacı ve Hasta Bakış Açısından Biyobenzer İlaçlar      * Seda ARICA / SANDOZ Türkiye İş Geliştirme, Lisanslama ve Portfolyo-İş Mükemmeliyeti Stratejisi Direktörü      * Prof. Dr. Yılmaz ÇAPAN / İLKO İlaç Bilimsel Projeler Danışmanı14:20 – 15:50 III. OTURUMBiyobenzer İlaçlarda Klinik ÇalışmalarModeratör: Prof. Dr. Yağız ÜRESİN / İstanbul Üni. İstanbul Tıp Fak.Tıbbi Farmakoloji/Klinik Farmakoloji Anabilim Dalı Bşk.      * Dr. Ecz. Nihan BURUL BOZKURT / TİTCK Klinik Araştırmalar Daire Bşk.      * Dr. Ecz. Elif İnci ERGÖNÜL / Antakya İlçe Sağlık Müdürlüğü / Biyobenzer Ürünlerle Yapılan Klinik Araştırmalar      * Prof. Dr. Saadettin KILIÇKAP / Hacettepe Üniversitesi Kanser Enstitüsü      * Prof. Dr. Semra ŞARDAŞ / İstinye Üni. Eczacılık Fak. Farmasötik Toksikoloji Anabilim Dalı / Biyobenzer İlaçlarda Risk Yönetimi      * Deniz  BAYÇIN DEMİRHAN / Turgut İlaçları, AŞ
 / Biyobenzer Monoklonal Antikorların Klinik Çalışma Gerekliliği
16:00 – 17:30 IV.OTURUMBiyobenzer İlaçlarda Regülasyon, Proje Destek  Programları ve Fikri HaklarModeratör: Prof. Dr. Ali Demir SEZER / Marmara Üni. Eczacılık Fak.  Farmasötik  Biyoteknoloji Anabilim Dalı Bşk.      * Uzm. Ecz Oğuzhan KOYUNCU / TİTCK İlaç Ruhsatlandırma Daire Bşk.      * Uzm. Batuhan YEŞİLYURT / TÜSEB Proje Yönetimi ve Destek Daire Bşk. / Biyobenzer İlaçlarda Ar-Ge ve Klinik Araştırmalara Yönelik TÜSEB Destek Modelleri      * Uzm.Dilek ŞAHİN /TÜBİTAK TEYDEB  Bilimsel Programlar Baş Uzmanı      * Savaş MALKOÇ / İEİS Genel  Sekreteri       * Ümit DERELİ / AİFD Genel  Sekreteri      * Op. Dr. Sami Türkoğlu /TİSD Genel  Sekreteri9 Nisan 2021, Cuma10:30 – 12:00 V.OTURUM / İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası OturumuBiyobenzer İlaç Geliştirme Projelerinde Neredeyiz? Engeller ve FırsatlarModeratör: Murat BARLAS / İEİS YK Üyesi – Türkiye Biyoteknoloji İlaç Platformu Başkanı      * Dr. Süha TAŞPOLATOĞLU / Abdi İbrahim İlaç - CEO / Abdi İbrahim      * Cem KOÇAK / Koçak İlaç Dış İlişkiler ve İş Geliştirme Direktörü      * Doğan TAŞKENT / Atabay İlaç Ar-Ge ve İnovasyon Direktörü / Biyoteknoloji İlaç Geliştirmede Bilgi ve Know-How Nerede      * Deniz DEMİR – Dem İlaç Yönetim Kurulu Başkanı      * Hakan ŞAHİN / Nobel İlaç Genel Müdürü12:00 – 12:40 Ara / Network12:40 – 14:10 VI.OTURUM / Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği OturumuBiyoteknolojik İlaçlarda Sürdürülebilirlik İçin Küresel ve Ulusal YaklaşımlarModeratör: Dr. Ümit DEVELİ / AİFD Genel Sekreteri      * Prof. Dr.  Alper B. İSKİT / Hacettepe Üni. Tıp Fak. Tıbbi Farmakoloji ABD      * Prof. Dr. İrfan ÇİÇİN / Trakya Üni. Tıp Fak. Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı      * Prof. Dr. Muhlis Cem AR / İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa, Cerrahpaşa Tıp Fak. Hematoloji Bilim Dalı       * Güray KARACAR / Sanofi  Kurumsal İlişkiler ve Pazar Erişim Direktörü14:20 – 15:50 VII.OTURUM  / Klinik Araştırmalar Derneği OturumuHücreden Bitmiş Ürüne Biyobenzerler: Kalite, Etkililik ve Güvenlilik Moderatör: Prof. Dr. Aydın ERENMEMİŞOĞLU / Klinik Araştırmalar Derneği Yönetim Kurulu Üyesi      * Dr. Öğr. Üyesi Devrim DEMİR DORA /  Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi / Biyobenzer Ürünlerde Klinik Etkililik ve Güvenliliği Etkileyen Kalite Faktörleri      * Doç.Dr. Turgut Emrah BOZKURT / Hacettepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi / Biyobenzer İlaçlar: Preklinik Çalışmalarda Durum Değerlendirmesi      * Uzm. Ecz. Gamze KORUBUK /  Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Bas Eczacısı / Biyobenzer Ürünlerin Klinik Araştırma Sürecinde Eczacının Rolü      * Prof. Dr. Fevzi ALTUNTAŞ / Ankara Onkoloji Eğitim ve Arastırma Hastanesi / Klinisyen Gözüyle Biyobenzerlerin Klinik Araştırmaları      * Doç.Dr. Sedat ALTUĞ/ Türk Farmakoloji Derneği İkinci Başkanı / Biyolojik Ürünlerle Klinik Araştırmalarda Eğitimin Önemi16:00 – 17:30 VIII.OTURUM / Türkiye İlaç Sanayi Derneği OturumuTürkiye‘de Üretilen Biyoteknolojik İlaçların İlaçta Dış Ticaret Açığının Kapatılmasına Etkileri ​​ Moderatör: Dr. Hasan Ersin ZEYTİN / Nobel İlaç      * Dr. Dilek YILMAZ / SGK Genel Sağlık Sigortası Genel müdürü      * Deniz BAYÇIN DEMİRHAN / Turgut İlaçları Biyoteknoloji Grup Müdür Yrd. / Biyoteknolojik İlaçlarda Dış Ticaret      * Cem ERDEM/ Florabio CEO      * Prof. Dr. İsmet DELİLOĞLU GÜRHAN / Ege Üniversitesi ARGEFAR & Sabancı Üniversitesi SUNUM      * Op. Dr. Sami TÜRKOĞLU / TİSD Genel  Sekreteri  

https://akdeniztanitim.com/sempozyum-programi

YAPEX RESTORASYON FUARI 2021 YILINDA İSTANBUL’DA DÜZENLENİYOR...

25/12/2020Geleneksel olarak Antalya’da  düzenlenen YAPEX Kültür Mirası ve Koruma Fuarı, tüm organizasyon tecrübesi ve birikimiyle  ÇEKÜL Vakfının işbirliği ve Tarihi Kentler Birliğinin desteğiyle Akdeniz Tanıtım AŞ organizasyonu ile  16-18 Haziran 2021 tarihleri arasında ülkemizin kadim kenti İstanbul’da izleyicisiyle buluşacak.


KÜLTÜREL MİRASLARINI KORUMAK İÇİN PROJE GELİŞTİREN BELEDİYELER YAPEX RESTORASYON VE KÜLTÜR MİRASINI KORUMA FUARI’NDA BULUŞUYOR

YAPEX Restorasyon ve Kültür Mirasını Koruma Fuarı, 11 yıldır Akdeniz Tanıtım ve ÇEKÜL (Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı) işbirliğinde, Tarihi Kentler Birliğinin desteğiyle düzenleniyor. Kültür mirasını oluşturan eski ve yakın dönem mimari ve kültürel eserlerin korunması, restorasyon, işlevlendirme gibi temel uygulamalarla koruma-kullanma dengesi gözeterek geleceğe taşınması için çalışan yatırımcı, projeci ve üretici unsurlar, koruma ve restorasyon sektörü temsilcileri bu fuarda bir araya geliyor. Fuar; koruma ve restorasyon uzmanlarının olduğu kadar, özellikle yerel yönetimlerin, tarihi kent belediyelerinin ve kamusal yatırımcıların ilgi odağı. Ziyaretçilerine, tarihi miras ve eski kent dokularının koruma ve restorasyon projeleri için geliştirilen çözüm örneklerini inceleme ve değerlendirme imkânı sunan YAPEX Restorasyon ve Kültür Mirasını Koruma Fuarının bu yılki ana teması: “Kırsal Miras ve Kent İlişkisi”.

 RESTORASYON FUARININ BAŞLIĞI “KIRSAL MİRAS VE KENT İLİŞKİSİ“

11.si düzenlenecek Yapex Restorasyon Kültür mirasını Koruma Fuarı’nın geçen on yılında geleneksel çarşılardan müzelere kadar pek çok konu işlendi. 2021 yılında ise koruma gündemimizin temel başlıklarından biri olan kırsal mirası tema olarak belirledik. Başlığımız “Kırsal Miras ve Kent İlişkisi”; çünkü mahalleye dönüşen köylerimizin idari sorumluluğunun belediyelere geçmesiyle birlikte, koruma yaklaşımlarındaki pek çok başlığı yeniden gözden geçirmemiz gerekiyor. 

KIRSAL MİRAS VE KENT İLİŞKİSİ 

Ülkemizde son yıllarda doğal ve kültürel varlıkların korunmasında farklı kesimlerin ortak bir çizgide buluşmaya başlaması, gözle görünen olumlu bir değişim sağlamıştır. Doğal mirastan kültürel mirasa, eğitimden örgütlenmeye uzanan bu çok boyutlu yaklaşım, “köklü değerlere” ilgiyi arttırmıştır. Geleneksel çarşılardan sokak dokularına, havza ve ülke bütününe yayılan ortak işbirlikleri kurulmasının önü açılmıştır. KENTTEN KÖYE GÖÇ HIZLANMIŞTIRKöylerimiz hâlâ orada yaşayanlarındır. Her türlü koruma süreci, üretim ve örgütlenme mekanizması bizzat orada yaşayanların iradesiyle yürütülmelidir. Yerel yönetimler, planlamalarını bunu gözeterek ele almalıdır. Artık biliyoruz ki “kentten köye göç” süreci hızlanmıştır. Geleneksel olanla yeni olanın buluşma, kaynaşma sürecidir bu aynı zamanda. O nedenle yerel yönetimlerin de bu ilişki süreçlerini, değişim noktalarını yakından takip etmesi, muhatabını iyi tanıması gerekir.

KIRSAL MİRASIN KORUNMASI Hızla değişen dünyamızda kırsal yerleşimlerin giderek küçüldüğüne, kırsal yaşam biçiminin kaybolduğuna tanık oluyoruz. Bugün sadece ülkemizde değil tüm dünyada kentli nüfus giderek artarken kırsal nüfus dramatik biçimde azalıyor. ÇEKÜL Vakfının 30 yıldır savunduğu “Köyler Yaşamalıdır” sloganını benimserken, diğer yandan da “Geleceğin dünyasında köyler gerçekten yaşayabilecek mi?” sorusu akıllara geliyor. Kırsal mirasın korumasındaki sorunları daha iyi anlayabilmemiz için, değişen dünya düzeninde “kır”ın nasıl yer aldığını, kır-kent ilişkisini ve kırsalın değişimin neresinde durduğunu tespit etmeliyiz. YAPEX Fuarı, bir araya getirdiği tüm kesimlerle birlikte, fuar kapsamında bu emeklerin ve etkilerinin gözlemlenmesine, yeni çıkarımlarda bulunulmasına ve örgütlenme ağının güçlenmesine olanak sağlayacak. TARİHİ KENTLER VE KIRSAL MİRAS 2000 yılında kurulan Tarihi Kentler Birliği 500’e yakın üye belediyesi ile, 11 yıldır YAPEX Fuarının ana destekçisi. Ülkemizin kentsel, kültürel ve doğal mirasını bir ortak miras anlayışıyla koruyarak yaşatmak için projeler üreten ve uygulayan tarihi kentlerin, kırsal mirasın korunması çalışmalarındaki görev ve sorumlulukları kuşkusuz çok büyük. ÇEKÜL Vakfı ve Tarihi Kentler Birliği 2019 yılında, 7 bölgeden 38 köyde “Kırsal Miras Programı” yürüttü, raporladı ve erişime açtı. YAPEX Fuarında bu raporun sonuçlarının paylaşılacağı bir zemin hazırladı. Yerel yönetimlerin, sivil ve özel restorasyondan turizme, kültür rotasından yeni nesil imece yöntemlerine, yaklaşımları ve uygulama örnekleri, fuar kapsamında yapılacak oturumlarda ziyaretçilerle buluşacak.KORUMA VE YAPI SEKTÖRÜ

Kültür mirasının güncel yaklaşımlarla çağdaş yaşama dâhil edilmesinin baş yüklenicisi olan yerel bilgi, teknolojinin ustaca kullanılmasıyla yeni bir form kazanıyor. Restorasyon uygulamaları; tarihi çevrenin mimarlık, mühendislik, endüstriyel üretim ve uygulama disiplinleri ile buluşmasını sağlayan önemli bir faaliyet alanı. Tekil yapılardan sokak ve çarşı dokularına, tarihi mahallelerden havza ölçeğinde genişleyen bütüncül yaklaşımlara kadar, restorasyon çalışmalarının doğru teknoloji ve endüstriyel ürünlerle buluşması için, bu alandaki sektörün gelişmesi önemli. Yapı malzemesi endüstrisi, restorasyon uygulamasında kullanılan her türlü yapı malzemesini uzmanlara sunma ve tanıtma zemini YAPEX Fuarının en önemli bileşeni. İnce yapı malzemelerinden bitirme ürünlerine, konstrü ktif elemanlardan yapı donanımlarına kadar geniş bir yelpazeyi içeren sergileme kapsamı, restorasyon malzemeleri alanında önemli bir ihtisas platformu olarak hazırlanıyor. YAPEX Fuarında yapı sektörüyle, yerelin bilgisiyle beslenen koruma sektörü bir araya geliyor.İYİ UYGULAMA VE YÖNETİM MODELLERİ , GELENEKSEL MALZEME  ALTERNATİFLERİ , YAPEX RESTORASYON FUARINDAYAPEX Fuarında, kırsal mirasımızın gücünü ve sorumluluklarımızı “yeniden hatırlayarak” iyi uygulama ve yönetim modellerini konuşmak istiyoruz. Sadece TKB üyesi belediyeler değil, hızla gelişen teknolojileri temsil eden ve geleneksel malzemenin niteliğini arttırmayı hedefleyen firmalar; kırsaldaki üretim girişimleri; gıda kooperatifleri; kültürel mirasın korunması alanında çalışan platformlar gibi sivil oluşumlar da bu fuarda buluşacaktır “Kültür ve üretim çeşitliliği”nin görünür kılınması bu noktada önemlidir. Tüm bu çabalar ancak kültürel ve doğal varlıklara farkındalık yaratmak, yitirilmesini önlemek, “bilinç ortamını” doğru güçlendirmek, kimliğine uygun yaşatmakla süreklilik kazanır. YAPEX Restorasyon  Fuarının bu konuda önemli bir ortam yaratması gelecek için “yol gösterici” olacak, kentlerimizin kimliğini güçlendirmesine olanak sağlayacaktır.YAPEX’İN HEDEFİ“Restorasyon, renovasyon ve kültür mirasını koruma” alanlarındaki sergi ve etkinlikleri bünyesinde buluşturan fuarın hedefi; yerel yöneticiler, uzman şehirciler, koruma projecileri, restorasyon uygulamacıları, yapı ustaları, teknik elemanlar ve yapısal/kentsel koruma-yenileme-işlevlendirme alanındaki yatırımcı kurumlar arasındaki etkileşimi sağlamak. Fuarda yapısal koruma, yenileme, doğal malzeme (ahşap,taş vb.) uygulamaları, restorasyon teknikleri gibi öncelikli ürünlerin yanı sıra; yapılarda fonksiyon değiştirme, eski yapılarda modernizasyon ve doğru işlevlendirme gibi uygulamalar konusunda da ziyaretçileri bilgilendirici ürün ve etkinlikler yer alıyor. Yapı koruma ve yenilemelerindeki iç mimari ve bezeme uygulamaları da fuarın önemli bir bölümünü oluşturuyor. KENT MERKEZİNDE MODERN BİR FUAR ALANI “AVRASYA GÖSTERİ MERKEZİ"Yapex Restorasyon Fuarı’na  İstanbul’da tüm ulaşım alternatiflerinin birleşme noktası olan Yenikapı’da ki Avrasya Gösteri Merkezi ev sahipliği yapacak. Metro, İETT, Marmaray ve Deniz Yolları ile ulaşım olanağı olan , yüksek kapasiteli otoparkı ve 10.000 m2 teknolojik sergileme alanına sahip Avrasya Gösteri Merkezi  kentin merkezinde olması avantajı ile Yapex Restorasyon Fuarına geniş olanaklar sunuyor

.FUARIN ZİYARETÇİ POTANSİYELİ 

• Restoratörler • Şehircilik uzmanları • Mimarlar, iç mimarlar • Mühendisler • Tasarımcılar • Zanaatkârlar ve yapı ustaları • Yüklenici kurumlar • Yatırımcılar • Proje sahipleri • Belediyeler ve kamu kurumları • Proje geliştirme ve hizmet kurumları • Akademisyenler • Üniversite öğrencileri • KentlilerÜRÜN VE TEKNOLOJİLER

* Mimari restorasyon: Eski yapı onarımları, koruma ve işlevlendirme, malzeme ve uygulama teknikleri. Sanatsal ve tarihi eser restorasyonu: Arkeolojik restorasyon, tarihi eser/obje restorasyonu, sanat eseri restorasyonu. 
* Restorasyon malzemeleri/ürünleri: Çatı, cephe, zemin onarım-koruma-yenileme malzemeleri, yapı kimyasalları,yüzey temizleme malzemeleri, ahşap koruma ve emprenye malzemeleri, sıva ve boyalar, harçlar, alçılar, yapıştırıcılar, ankraj ürünleri, enjeksiyon ürünleri, yalıtım malzemeleri, ahşaplar, ferforje, prefabrik elemanlar, doğal taşlar, seramik ve çini ürünler, cam ve vitray ürünler, cephe donatıları.
* Restorasyon uygulama donanımı. 
* Renovasyon (yapı yenileme) ürün ve teknolojileri: Konstrüksiyon malzemeleri, fonksiyon yenileme, çatı, cephe ve zemin kaplamaları, duvar elemanları, tavan sistemleri, merdivenler, doğrama sistemleri, kapılar, tesisat renovasyonu, vitrifiye ürünler, armatürler, mimari aydınlatma, teknolojik donanımlar.FUARIN SERGİLEME KAPSAMI

*Tarihi Kentler Birliği üyesi belediyelerin, koruma proje ve uygulamalarının sunum ve sergilemeleri.
* Restorasyon ve renovasyon uygulamaları için malzeme üreten, uygulama yapan, teknoloji geliştiren yapı endüstrisi firmalarının ürün sergilemeleri.
* Restorasyon uygulamalarında uzman projecilerin ve zanaatkârların çalışma ve deneyimlerinin sergilemeleri.
* Proje büroları, atelyeler, zanaatlar, müzeler, galeriler, üniversiteler, kütüphaneler, araştırma merkezleri, arşiv ve dokümantasyon merkezleri, sivil toplum örgütleri, enstitüler, koruma kurulları, yayıncılar fuar kapsamında sergileme yapabilir. Organizasyonun BileşenleriÇEKÜL VAKFI: www.cekulvakfi.org.tr

TARİHİ KENTLER BİRLİĞİ : www.tarihikentlerbirligi.org

AKDENİZ TANITIM AŞ : www.yapexrestorasyon.com

https://akdeniztanitim.com/25122020-yapex-restorasyon-fuari-2021-yilinda-istanbulda-duzenleniyor--1

Ürün Grupları

> YAPISAL ÜRÜN VE SİSTEMLER Modüler sistemler RAB (Kısıtlı Erişim Bariyer) sistemler Laminar kabinler Mikrobiyolojik güvenlik kabinleri Geçit üniteleri Zemin malzemeleri Duvar panelleri ve kaplamaları Tavan sistemleri Aydınlatma sistemleri Kapı sistemleri Kilit sistemleri Tefriş donanımları Paslanmaz Çelik Ekipman > TEKNİK SİSTEM VE KOMPONENTLER İklimlendirme, havalandırma ve filtrasyon üniteleri Hidrolik, vakum ve pnömatik sistemler Ölçümleme sistem ve donanımı Görüntüleme sistem ve cihazları Entegre güvenlik sistemleri Otomasyon sistemleri Dezenfeksiyon ve sterilizasyon sistemleri Steril ortam tesisatı Saf su ve DI su sistemleri > LOJİSTİK ÜRÜN VE DONANIM Temizoda giysi ve sarf ürünleri Temizleme ürün ve ekipmanı Biyofarmasötik tek kullanımlık kullan-at ürünler Mikrobiyolojik donanımlar Proses ekipman ve aksesuarları Filtrasyon teknolojileri > HİZMETLER Danışmanlık hizmetleri Test ve sertifikasyon hizmetleri Validasyon hizmetleri Mühendislik ve yazılım hizmetleri Yönetim ve bakım Eğitim ve meslek kurumları Yayın, dernek ve sivil toplum kuruluşları

https://akdeniztanitim.com/urun-gruplari-6

Ürün Grupları

> YAPISAL ÜRÜN VE SİSTEMLER Modüler sistemler RAB (Kısıtlı Erişim Bariyer) sistemler Laminar kabinler Mikrobiyolojik güvenlik kabinleri Geçit üniteleri Zemin malzemeleri Duvar panelleri ve kaplamaları Tavan sistemleri Aydınlatma sistemleri Kapı sistemleri Kilit sistemleri Tefriş donanımları Paslanmaz Çelik Ekipman > TEKNİK SİSTEM VE KOMPONENTLER İklimlendirme, havalandırma ve filtrasyon üniteleri Hidrolik, vakum ve pnömatik sistemler Ölçümleme sistem ve donanımı Görüntüleme sistem ve cihazları Entegre güvenlik sistemleri Otomasyon sistemleri Dezenfeksiyon ve sterilizasyon sistemleri Steril ortam tesisatı Saf su ve DI su sistemleri > LOJİSTİK ÜRÜN VE DONANIM Temizoda giysi ve sarf ürünleri Temizleme ürün ve ekipmanı Biyofarmasötik tek kullanımlık kullan-at ürünler Mikrobiyolojik donanımlar Proses ekipman ve aksesuarları Filtrasyon teknolojileri > HİZMETLER Danışmanlık hizmetleri Test ve sertifikasyon hizmetleri Validasyon hizmetleri Mühendislik ve yazılım hizmetleri Yönetim ve bakım Eğitim ve meslek kurumları Yayın, dernek ve sivil toplum kuruluşları

https://akdeniztanitim.com/urun-gruplari-7

Ürün Grupları

> YAPISAL ÜRÜN VE SİSTEMLER Modüler sistemler RAB (Kısıtlı Erişim Bariyer) sistemler Laminar kabinler Mikrobiyolojik güvenlik kabinleri Geçit üniteleri Zemin malzemeleri Duvar panelleri ve kaplamaları Tavan sistemleri Aydınlatma sistemleri Kapı sistemleri Kilit sistemleri Tefriş donanımları Paslanmaz Çelik Ekipman > TEKNİK SİSTEM VE KOMPONENTLER İklimlendirme, havalandırma ve filtrasyon üniteleri Hidrolik, vakum ve pnömatik sistemler Ölçümleme sistem ve donanımı Görüntüleme sistem ve cihazları Entegre güvenlik sistemleri Otomasyon sistemleri Dezenfeksiyon ve sterilizasyon sistemleri Steril ortam tesisatı Saf su ve DI su sistemleri > LOJİSTİK ÜRÜN VE DONANIM Temizoda giysi ve sarf ürünleri Temizleme ürün ve ekipmanı Biyofarmasötik tek kullanımlık kullan-at ürünler Mikrobiyolojik donanımlar Proses ekipman ve aksesuarları Filtrasyon teknolojileri > HİZMETLER Danışmanlık hizmetleri Test ve sertifikasyon hizmetleri Validasyon hizmetleri Mühendislik ve yazılım hizmetleri Yönetim ve bakım Eğitim ve meslek kurumları Yayın, dernek ve sivil toplum kuruluşları

https://akdeniztanitim.com/urun-gruplari-19

COVID-19 VE SOLUNUM CİHAZLARININ STERİLİZASYONU

Covid-19 ile mücadelede özellikle yoğun bakım hastaları için solunum cihazları hayati önem taşımaktadır. Solunum cihazları akciğer fonksiyonlarının desteklenmesinde hayat kurtaran aktörler olmakla birlikte uygun sterilizasyon sistemleriyle desteklenmediklerinde enfeksiyon odağı olma riski taşımaktadırlar. Bu yazıda solunum cihazları sterilizasyonuna bir çözüm önermeye çalışacağım. Covid-19 56°C’da 15 dakikada 10,000 de bire düşmektedir. Dolayısıyla sıcaklıkla bir dekontaminasyon sağlanabilir. Fakat diğer mikrobiyolojik ajanlarla ilgili risk sürer. Solunum cihazlarının bir hastadan diğerine çapraz kontaminasyon riski taşıdığı 1960 lı yıllardan beri tartışılmaktadırSolunum cihazlarının Ps. Aeruginosa enfeksiyonunu yaymada etkili olduğu Phillips & Spencer  tarafından 1965 te gösterilmiş, Dr J L Whitby (Queen Elizabeth Hospital-1970) etilenoksit, formaldehit, vb. değişik yöntemlerle sterilizasyon denemeleri yapmıştır.Tubing, sökülebilir parçalar vb. parçaların her hastanede bulunan otoklav, vb. sistemlerle etkili şekilde sterilizasyonu mümkündür. Ancak solunum cihazının kimyasal olarak elektronik, vb. sistemlere zarar vermeyen, yüksek sıcaklık kullanmayan, iç kısımlara erişim için stserilizasyon sırasında cihazın çalışır durumda olabildiği sistemlerin kullanılması uygun olacaktır.Daha önceki tecrübelerimiz ışığında bu tür tüm elektromekanik sistemler için en uygun sterilizasyon yönteminin VHP ( Vaporised HydrogenePeroxite-H2O2 ) olduğunu düşünüyorum.Öncelikle hidrojen peroksitli sterilizasyon sistemlerini kısaca tanıtmak istiyorum. Vücudumuz; yabancı mikroorganizmalar ile savaşmak için bazı hücrelerimizde  bazı enzimler vasıtasıyla H2O2 üretir.  Görev tamamlandığında ise peroksiredoksin enzimi salgılayarak hidrojen peroksidi su ve oksijene dönüştürür.Aynı yöntem mikrobiyolojik ajanlarla savaşmak için hidrojen peroksit buharı üreten cihazlarla da yapılabilir.Hidrojen peroksit buharı "kalıntısız" doğası ve yüksek etki gücü nedeniyle (kalıntıları sadece oksijen ve sudur) tercih edilen bir biyo-dekontaminasyon sistemidir. Düşük sıcaklıklı ve buhar fazlı uygulaması geniş bir kullanım alanı sunmaktadır.HPV bakteri, bakteri sporları, virüs ve mantarlar da dahil olmak üzere, geniş bir yelpazede birçok organizma ve organizma sınıflarına karşı test edilmiş etkisi ispatlanmıştır. Bununla birlikte mikroorganizma çeşitliliğinin çok fazla olması nedeniyle testler halen devam etmektedir.HPV  Spaulding  sınıflandırmasında otoklavla birlikte en üst kısımda konumlandırılmıştır. Bulunduğumuz ortamda izin verilen üst sınır1 ppm (Milyonda bir) olup 70 ppm ani ölüm riski getirmektedir. Sterilizasyon içinse 300 ppm’in üzerinde değerler kullanılmaktadır. Dolayısıyla katalitik etki yaratmaması için AISI 316 kalitede aslanmaz çelik iç yüzeylere sahip, sıcaklığı 25 °C’ın üzerinde olan, besleme ve emiş hatlarında HEPA filtreler, eksoz hattında hidrojen peroksiti su ve oksijene dönüştüren gaz sızdırmaz yapıda yüksek güvenlikli otomatik sterilizasyon kabinleri kullanımı gereklidir. Bu sistemlerin tümü Tübitak Teydep desteğiyle geliştirilmiş kullanımı kolay ve güvenli ürünlerdir. Sterilize edilecek malzemeler kontamine taraftan konulur, işlem sonrası temiz taraftaki diğer kapıdan alınır. Her işlem sonrası raporlama yapılır.İşlem sırasında solunum cihazı çalışır durumda olduğu için hava yolundaki tüm iç aksam da sterilize edilir Sistemin validasyonu Geobacillius  steraoiththermophilus biyoindikatörlerle yapılır. Sağlıklı günler dileklerim ve saygılarımla.   Hazırlayan:Naci SivriUçak Mühendisi  15/04/2020   

https://akdeniztanitim.com/covid-19-ve-solunum-cihazlarinin-sterilizasyonu

COVİD-19 İLE MÜCADELEDE ULUSLARARASI STANDARTLARA VE YAYINLARA ÜCRETSİZ ERİŞİM

Amerikan Ulusal Standartlar Enstitüsü (ANSI) ve uluslararası teknik standartları geliştiren ve yayınlayın ASTM İnternational, coronavirus ile mücadele sürecinde tıbbi cihazların biyolojik değerlendirmesini destekleyen kilit uluslararası standartlara ve sağlık teknolojileriyle ilgili kaynaklara erişimi ücretsiz sağlamaya başladı. Drexel Üniversitesi ise COVID-19 ilgili kaynaklara erişimi bir süreliğine ücretsiz olarak açtı.COVID-19 pandemisine hızlı müdahale çabalarını desteklemek için, Amerikan Ulusal Standartlar Enstitüsü (ANSI) tıbbi cihazların biyolojik değerlendirmesini destekleyen kilit uluslararası standartlara erişim sağlayabilmektedir.Detaylar için https://www.ansi.org/news_publications/news_story?menuid=7&articleid=634008b9-af6c-4547-b2f9-284d997323b2 adresini ziyaret edebilirsiniz.ASTM İnternational COVID-19 standartları erişimi için adresini ziyaret edebilirsiniz.https://www.astm.org/COVID-19/Drexel Üniversitesi ise kısıtlı bir süre boyunca COVİD-19 hakkındaki kaynaklara erişimi çevrimiçi ücretsiz olarak erişime açtı.Kaynaklar için: http://libguides.library.drexel.edu/covid1915/04/2020

https://akdeniztanitim.com/covid-19-ile-mucadelede-uluslararasi-standartlara-ve-yayinlara-ucretsiz-erisim

KORONA GÜNLERİNDE BİLİM

Çoğunlukla devlet desteği ile gerçekleşen “bilim”in gittikçe küresel ticaretin bir parçası haline gelmesinin yarattığı endişe, son yıllarda “açık bilim” akımını öne çıkarmaya başlamıştı bile (OECD, Open Science Report 2015) .  Açık Bilim, bilimsel sürece işbirliği ve dijital teknolojiler sayesinde bilgiye ucuz ve kolay erişimi ön plana çıkaran yeni bir yaklaşım olarak karşımıza çıkmış, devletler çeşitli kanun veya yönetmeliklerle kurumlar ise çeşitli yaptırımlarla açık bilim politikasını desteklemeye başlamışlardı (Khao, 2019; Kwon, 2017).  Bu gelişmelere paralel olarak 2013 yılında yaşam bilimlerindeki yayınlanmamış sonuçların dijital olarak sunulduğu bioRxiv çevirimiçi arşivleme ve dağıtım platformu ortaya çıkmıştı (CSHL, https://www.biorxiv.org/about-biorxiv).  Ancak yine de açık bilim konusundaki çalışmalar istenilen ivmeye ulaşamamıştı: pek çok yayınevi hala hem makaleleri yayınlamak üzere yazarlardan ücret aldığı gibi, makalelere erişmek isteyen başka araştırmacılardan da abonelik veya başka isimler altında erişim ücreti talep etmekteydi.  Bu, özellikle gelişmekte olan ülkelerde zaten zor olan bilimsel çalışmaların önünde ek bir bariyer olarak çıkmaktaydı.  Tabii bununla illegal yollardan savaşanlar da olmuyor değildi – 2011 yılında oluşturulan Sci-Hub platformu, neredeyse tüm makalelerin pdf dosyalarına erişim sağlayan bir veri tabanı olarak ortaya çıktı (Himmelstein ve ark, 2018).Ancak bilim dünyasının bir seferberlik içerisinde, ücretsiz erişim ile dünya çapı işbirliği ağları kurması, covid-19 salgını ile tetiklendi.  Tüm dünyada bilim insanları, normal şartlar altında yaptıkları araştırmalarını bırakarak koronavirüs SARS-CoV2 üzerine odaklandı, bilgileri bioRxiv veya benzer platformlar ve hatta dergiler üzerinden paylaştı, dergiler covid-19 ile ilgili yayınları ücretsiz olarak herkesin kullanımına açtı.  Elsevier de dahil pek çok yayınevi, kütüphane hatta üniversite, ellerindeki bilgileri ücretsiz olarak erişime açtı (Elsevier, Novel Coronavirus Information Center: https://www.elsevier.com/connect/coronavirus-information-center; The Lancet, COVID-19 Resource Center: https://www.thelancet.com/coronavirus; Cambridge University Press, Coronavirus Free Access Collection: https://www.cambridge.org/core/browse-subjects/medicine/coronavirus-free-access-collection; WHO COVID-19 resources and information: https://www.afro.who.int/news/who-coronavirus-disease-2019-covid-19-resources-and-information).  Bütün bunlar, dünyada daha önce eşi benzeri görülmemiş bir işbirliği ve “açık bilim” örneği oldu tüm bilim dünyasına: tüm bilim insanları koronavirüse dair edindikleri genom, protein yapısı, hücre etkileşimleri gibi tüm bilgileri açıkça insanlıkla paylaşarak çözüme ulaşmayı hızlandırmaya çalışmaktalar (Russell, 2020; Kupferschmidt, 2020; Xu, 2020).  Ayrıca “vatandaş bilimi” çerçevesinde FoldIt isimli bir oyun aracılığı ile evlerinde oturan herkes virüse karşı ilaç geliştirme çabasına destek verebilmekte (https://fold.it/).  MIT’den bir grup bilim insanı ise, ucuza üretilebilecek ve açık kod erişimli bir solunum cihazı projesi (E-Vent) başlattı (https://www.technologyreview.com/2020/03/25/950336/an-mit-team-hopes-to-publish-open-source-designs-for-a-low-cost-ventilator/); ayrıca Medtronic firması da geliştirdikleri düşük maliyetli ventilatör cihazının bilgilerini açık erişimle paylaştı (https://www.medtronic.com/us-en/e/open-files.html).  Ülkemizde de daha önce eşi görülmemiş şekilde araştırmacılar ve firmalar hızla bir araya gelerek ellerindeki tüm imkanları ülkemizin ihtiyaç duyduğu tanı kiti, ilaç ve aşı geliştirme çabaları için birleştirdi; online platformlarda hızla toplantılar organize edildi.  Tüm bu salgının bir iyi tarafı varsa o da bize, ortak bir düşmana karşı işbirliği yapmanın önemini ve daha da önemlisi böyle bir işbirliğini gerçekten yapabileceğimizi göstermiş olması.  Temennimiz, bu tür açık bilim çabalarının covid-19 sonrasında da devam edebilmesi...Bu kapsamda, sizlere BioExpo çerçevesinde düzenlenmekte olan Açık Laboratuvar (OpenLab Professional) etkinliğini de hatırlatmak isterim; kayıtlar devam etmektedir, unutmayınız ! Prof. Dr. Işıl KurnazGebze Teknik Üniversitesi, Biyoteknoloji Enstitüsü MüdürüRussell S (2020).  Coronavirus outbreak puts “open sccience” under a microscope.  Fred Hutch, Hutch News Stories (https://www.fredhutch.org/en/news/center-news/2020/02/covid19-open-science.html).Himmelstein DS, Rodriguez Romero A, Levernier JG, Munro TA, McLaughlin SR, Tzovaras BG, Greene CS (2018). Sci-Hub provides access to nearly all scholarly articles.  eLife 7: e32822Khao S (2019). Opinion: boycotting Elsevier is not enough.  The Scientist, Oct 22 (https://www.the-scientist.com/news-opinion/opinion--boycotting-elsevier-is-not-enough-66617)Kupferschmidt K (2020).  ‘A completely new culture of doing research’.  Coronavirus outbreak changes how scientists communicate.  Science, Feb 26 (https://www.sciencemag.org/news/2020/02/completely-new-culture-doing-research-coronavirus-outbreak-changes-how-scientists#)Kwon D (2017).  Major German Universities Cancel Elsevier Contracts.  The Scientist, Jul 17 (https://www.the-scientist.com/news-analysis/major-german-universities-cancel-elsevier-contracts-31208)OECD (2015-10-15).  Making Open Science a Reality, OECD Science, Technology and Industry Policy Papers, No 25, OECD Publishing, Paris (http://dx.doi.org/10.1787/5jrs2f963zs1-en) Xu X (2020).  Hunt for coronavirus cure is making science more open.  University World News, 21 March (https://www.universityworldnews.com/post.php?story=20200318080659671)20/04/2020

https://akdeniztanitim.com/korona-gunlerinde-bilim

COVID-19 SAĞLIK SEKTÖRÜ İÇİN BİZE NELERİ ÖĞRETMELİ VE HATIRLATMALI?

 Covid-19 gelişmelerini araştırırken, 1918 yılındaki İspanyol Gribi haberlerine baktım. İspanyol Gribi pandemisi bir seneden az zamanda tahmini 40 ila 100 milyon civarında insanı öldürmüştü. Bu sayı Birinci Dünya Savaşında ölen insan sayısını aşmaktadır. Bir başka özelliği de ölenlerin çoğunlukla sağlıklı genç erişkinler olmasıdır. Pandemi, Türkiye dahil tüm dünya ülkelerini etkilemiş olup, 1918’in Eylül ile Kasım ayları arasında zirve noktasına ulaşmıştır. Dünya genelinde toplantılar yasaklanmış, okullar tatil edilmiş, kütüphanelerde kitap dağıtımı durdurulmuş, ulaşım araçları dezenfekte edilmiş ve el sıkışmak bile suç sayılmıştır. Eğer İspanyol Gribi pandemisi bize bir şey öğretmiş olsaydı, birçok ülke daha ilk vakalar göründüğünde gerekli tedbirleri almakta gecikmemiş olurdu (sınırlarını kapatmak, sosyal mesafeyi korumak, maske kullanılması vb.). Bu önlemler zamanında alınmış olsaydı, hastanelerin kapasitesi yetersiz gelmez ve ölüm sayıları bu kadar artmazdı. Kuzey İtalya’da korona virüsün hızla yayılması sonucu, hastanelerin 3 haftadan az bir sürede alarm verdiği görüldü. Tıbbi malzeme ve sağlık çalışanı sayısının ne kadar yetersiz olduğu anlaşıldı. Doktorlar çok ağır durumda olan ya da yaşları yüksek hastaları geri çevirmek gibi çok kritik kararları almak zorunda kaldılar. Acil olmayan ameliyatlar iptal olurken, solunum cihazlarına erişim sınırlı hale gelince, paylaşım önceliği gibi konular tartışılmaya başlandı. Her ülkede sağlık çalışanı, yatak ve ekipmanı yeterliliği konusunda ciddi tedirginlikler oluştu. Maske konusunda bile, birçok ülkenin ne kadar yetersiz olduğu görüldü. Çin'den 2 milyardan fazla maske sipariş eden Fransa'nın, İsveçli bir şirkete ait olan ve Fransa üzerinden transit olarak İtalya ve İspanya’ya gönderilen 4 milyon maskeye el koyduğu yazıldı. Öte yandan İtalya'ya giden koruma kıyafetlerine Çekya el koyarken, Almanya da sipariş verdiği maskelerin Çin Havaalanı’nda bir anda kaybolduğunu açıklandı.Sağlık Bakanımız geçtiğimiz gün yaptığı açıklamada, Türkiye'nin yerli solunum cihazı üretimine başlayacağını müjdeledi. Bu arada farklı sektör iş birlikleri ile seyyar hasta izolasyon odası ve test için numune alma kabinleri prototip çalışması ve uygulamaları hayata geçmeye başladı. Yerli solunum cihazı gibi diğer ithal edilen medikal cihaz ve ekipman üretimi için neden bu kadar bekledik ve kendimiz üretip ihracat bile yapabileceğimiz halde sürekli ithal ettik? Yerli üretimin önemini anlamamız için korona virüsü ile karşılaşmamız mı gerekirdi? Ülkelerin kendi yerli teknolojilerini geliştirmesinin ne kadar önemli olduğunun umarım artık hepimiz anlamışızdır. Bu pandeminin en ironik olaylarından biri de Avrupa Birliği üyelerinin birbirine yardım edememesi ama Küba’nın Avrupa ülkelerine yardım etmesi oldu. Küba sağlık sektörünün, ülkedeki tüm olumsuz koşullara ve yıllardan beri uygulanan ambargolara rağmen ulaştığı başarılı nokta herkese örnek olmalıdır.Bir pandemi başladığında, şüphesiz ilk beklenen, hastalığın ilaç ve aşısıdır. Bu sebeple ülkemizin aşı tarihçesine kısaca bir baktım. Ülkemizde aşı üretimi için çalışmalar ilk Osmanlı İmparatorluğu Döneminde başlamış. 1721 yılında İngiltere Büyükelçisinin eşi Lady Mary Montagu ülkesine yazdığı bir mektupta, İstanbul’da çiçek hastalığına karşı “aşı denilen bir şey” diyerek kastettiği varilasyon metodunu hayretle bildirmiştir. Bu mektup Osmanlı İmparatorluğu Döneminde aşı yapımına ilişkin ulaşılmış en eski belgedir. Aşı üretim çalışmalarını yürütmekte olan Pasteur, çalışmalarını sürdürebilmek için dönemin devlet başkanlarına maddi katkı için yazı yazar, yazılardan birinin 2. Abdülhamit’e ulaşması sonrasında, 2. Abdülhamit yardım yapabileceğini ancak Pasteur ’ün çalışmalarını İstanbul’da sürdürmesini ister, bu teklif Pasteur tarafından kabul görmeyince ikinci teklif oluşturulur, Pasteur’e Mecidiye Nişanı ile birlikte 10.000 altın yollanır, aynı zamanda Mekteb-i Tıbbiye-i Askeriye-i Şâhâne’den 3 kişinin de yanında asistan olarak yetiştirilmesi istenir, gönderilen 3 kişilik bu ekip, çalışmalara temel teşkil etmesi için “kuduz mikrobu” enjekte edilmiş bir kemik iliği ile geri döner. 1887’nin ocak ayında Bakteriyoloji Ameliyathanesi (Kuduz Tedavi Müessesesi) kurulur. Bu kurum dünya’da üçüncü, doğunun ise ilk kuduz merkezi olmuştur. Daha sonra bu merkez difteri serumu da üretmiştir.1892 yılında bakteriyolojihane daha sonra ilk çiçek aşısı üretim evi (Telkihhane) kurulmuş, 1892-1913 yılları arası, difteri, sığır vebası, kızıl serumları, tifo, kolera, dizanteri ve veba aşıları hazırlanmış ve uygulanmıştır. 1928 yılında kaydedilen en önemli gelişmelerden biri, 1267 sayılı yasa ile Ankara'da Merkez Hıfzısıhha Enstitüsü'nün kurulması ve bakteriyolojihane ile, kimyahanenin bu çatı altında birleştirilmeleridir. Ülkemizde ilk verem aşısı 1927 yılında üretilmiştir. 1934 yılında Telkihhane (Çiçek Aşısı Üretim Merkezi) ve İstanbul'daki Kuduz Enstitüsü de kapatılmış ve aşı-serum üretimi tek merkezde toplanmıştır. Bu dönem, aşı ve serum üretiminin kamusal bir görev ve sorumluluk olarak algılandığı bir dönemdir. 1930-40'lar aşı serum üretiminin hızla arttığı yıllardır. Milyonlarca doz toksoid difteri ve tetanoz aşıları, Semple tipi kuduz aşısı, çiçek aşısı, kuduz serumu, pnömokok aşısı üretilmekte, dünyadaki gelişmeler yakından izlenmekte ve yerli yabancı ilaç kontrolleri yapılmaktadır. 1940'lı yıllarda tifo, Cox tipi tifüs, tifo-tifüs karma, tifo-difteri karma, intradermal BCG, veba-kolera karma, veba-kolera-tifüs karma, difteri-tetanoz karma, boğmaca-difteri karma, influenza tifo-difteri-tetanoz karma aşıları üretilmiştir. Aşı ve serum üretimiyle ilgili alt birimler Dünya Sağlık Örgütü tarafından uluslararası standartlara uygun oldukları yönünde belgelenmektedir, 1950 yılında Ulusal İnfluenza Merkezi ve BCG Laboratuvarı Dünya Sağlık Örgütü tarafından tescil edilmiştir. Bu yıllarda difteri-boğmaca-tetanoz aşısı üretilmiş ve kuduzla ilgili çalışmaları nedeniyle Dr. Zekai Muammer Tunçman'a Fransız hükümeti tarafından 1959 yılında Légion d'honneur nişanı verilmiştir. 1965'te kuru çiçek aşısı üretilmiş ve ülkemiz, 1960-70'li yıllarda kendine yetecek düzeyde bakteri aşılarını üretir duruma gelmiştir. 1968 yılında Serum Çiftliği kurulmuştur. Burada; tetanoz, gazlı gangren ve difteri antitoksik, kuduz antiviral, şarbon antibakteriyel, akrep antivenom serumları üretilmiştir. Hastalıkların ortadan kalkması nedeniyle 1971 yılında tifüs ve 1980 yılında çiçek aşılarının üretimine son verilmiştir. Kasım 2011 de Refik Saydam Hıfzısıhha Enstitüsü Aşı Serum Üretimi Merkezi kapatılmıştır. Refik Saydam Hıfzısıhha Enstitüsü görev ve yetkileri yeni kurulan Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü’ne devredilmiştir. Biyoteknolojideki gelişmelerin izlenmemesi, Refik Saydam Hıfzısıhha Enstitüsü Aşı Serum Üretimi Merkezine yatırım yapılmaması, işgal altındaki İstanbul'da dahi aşı ihraç eden bir ülkeyi, aşı ithal eden bir noktaya geriletmiştir. Aşı gereksinimini karşılamak için Sağlık Bakanlığı her yıl yaklaşık olarak 18 milyon dolar dış ülkelere ödeme yapmaktadır. Türkiye'de uygulanmakta olan tüm bakteri ve virus aşılarının üretilebileceği bir Yeni Aşı Üretim Tesisleri Kurulması Projesi’nin maliyeti ise bir defaya mahsus olmak üzere 40 milyon dolar olarak hesaplanmıştır (Özcengiz, 2002).Şunu da hatırlatmak isterim, veteriner aşılar uzun yıllardan beri ülkemizde üretilmektedir. İlk olarak 1901 yılında Pendik Veteriner Bakteriyolojihanesi şimdiki adıyla “Pendik Veteriner Enstitüsü” sonra sırasıyla Ankara-Etlik, İzmir-Bornova, Samsun, Ankara Şap Enstitüsü, Adana, Konya ve Manisa Tavuk Aşıları Üretim Enstitüsü kurulmuştur. Özel sektörün veteriner aşı üretimi yapmaya başlaması ise 1990 yılında olmuştur. Veteriner aşıların aksine, beşeri aşılarda ise uluslararası aşı üreticileri ile rekabet edemeyen özel sektör üretim için yatırımlara henüz başlamıştır.İster pandemi, ister ekonomik kriz, ister ambargo, nedeni ne olursa olsun ilaç, aşı ve gıdaya ithalat yoluyla erişemediğimizde ne olacak? Bu devirde unutmayalım ki, yukarda bahsi geçen nedenler, ülkelerin karşı karşıya kalacakları en hayati risklerdir. Şüphesiz dileğimiz Covid-19 pandemisinin en kısa sürede ve en az hasarla atlatılmasıdır. Ancak bu pandemi, ülkelerin yerli teknolojileri ile aşı, ilaç hammaddesi ve tarım/hayvancılık ürünleri üretmesinin ne kadar önemli olduğu bir kez daha gözler önüne sermiştir.Ecz. E. Dilek Sunar20/04/2020

https://akdeniztanitim.com/covid-19-saglik-sektoru-icin-bize-neleri-ogretmeli-ve-hatirlatmali

 
3WTURK CMS v6.03WTURK CMS v6.0