Arama Sonuçları..

Toplam 58 kayıt bulundu.

HİJYENİK PANEL SİSTEMİ

Kritik hijyen güvenliği gerektiren alanların, Temiz Oda ve GMP standartlarına uygun şekilde tasarlanmış, modüler yapıdaki “Hijyenik Panel Sistemi” ile istenilen şekilde bölünebilmesi için geliştirilmiştir.Herhangi bir ek taşıyıcıya ihtiyaç duymaksızın; gizli alüminyum çerçevesi ile yüksek mukavemet gösteren “Hijyenik Panel Sistemi” ile geniş açıklıklar dahi sorunsuzca geçilebilmektedir.“Hijyenik Panel Sistemi” her iki yüzeyi düz, pürüzsüz yapıda ve anti-bakteriyel özelliğe sahip HPL (Yüksek Basınçlı Laminant) levhalar ile kaplanmıştır.Ayrıca müşteri talebine göre panel yüzeylerinde Paslanmaz, uygulaması da yapılmaktadır.“Hijyenik Panel Sistemi”, yüksek yalıtımlı izolatörler içeren (EPS, Taş Yünü, vs..) kompozit bir yapıya sahiptir.Birlikte kullanıldığı tüm diğer panel, kapı ve aksesuar sistemleri ile hem yüz şekilde dizayn edilmiştir.Yuvarlatılmış köşe ve bitiş detayları, kolay montaj şekli, sahada çıkabilecek değişikliklere veya ilavelere müdahale şansı veren malzeme yapısı ile öne çıkan “Hijyenik Panel Sistemi”, istenildiğinde yerinden sökülerek, farklı bir alana da monte edilebilmektedir.Detaylı bilgi :  www.hijyenpanel.com    

https://akdeniztanitim.com/hijyenik-panel-sistemi

ÜNİVERSİTE TEMİZODALARINDA SOSYAL MESAFEYE DAYALI ÇALIŞMA ESASLARI VE ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER

Dünya Sağlık örgütünün 11 Mart tarihli bildirgesinde açıkladığı Covid 19 Pandemisi ilanı üzerine mevcut laboratuvar çalışmaları tekrar gözden geçirilmeye başlandı. Yüksek Öğrenim kurumun 13 Mart tarihli bildirgesi ile de tüm fonksiyonlar acil durum planlarına uygun olarak tekrar düzenlendi veya gerektiği durumlarda faaliyetlere son verildi.Son dönemde açıklanmış olan  normalleşme süreci planlamalarına dayanarak laboratuvarlara ve kampüse geri dönülmesi umut edilmektedir. Bu süreç kapsamında çalışma faaliyetlerinin nasıl gerçekleştirileceğine dair sosyal mesafeye dayalı çalışma esaslarının ve alınması gereken önlemlerin planlanması gerekmektedir.Öncelikli olarak:a) Laboratuvar yöneticilerinin önceliklendirmesine göre faaliyete açılacak alanların planlanmasıb) Laboratuvar çalışmalarının gerçekleştirilmesi sırasında gözetilmesi gereken minimum sosyal mesafeye göre alanda aynı anda çalışabilecek optimum kişi sayısının belirlenmesic) Laboratuvar yeteneklerine göre hizmet verecek ekipman/cihazların belirlenmesid) Hizmet verecek ekipman/cihazların standart kullanım prosedürlerine göre gerekli minimum çalıştırma isterlerinin belirlenmesi  (bina gereklilikleri-elektrik-su-gaz-havalandırma)e) Kişi/çalıştırma isterlerine göre günlük çalışma vardiya sisteminin oluşturulması tavsiye olunur.Bu listeye göre hangi alanda, hangi kişilerin, hangi ekipmanları hangi gün ve saatte çalıştırabileceğinin planı yapılabilir.ASHREA’nin COVID 19 rehberinde bildirilen iyi uygulamalar kılavuzuna göre özellikle hava yoluyla bulaşı riskinin en düşük seviyeye indirilmesi için gerekli önlemlerin alınması tavsiye edilmektedir. Bu anlamda üniversite kampüslerinde bulunan temizoda alanlarında araştırma faaliyetlerinin devam ettirilebilmesi için yapılabilecekler aşağıda ayrı olarak düşünülebilir:a) Pozitif havalandırmanın esas olduğu temizodalarda havalandırma planlarının gözden geçirilip, personel bulaşı riskinin en aza indirilebilmesi amacıyla giyinme/soyunma odalar ve malzeme transfer alanlarındaki prosedürler tekrar düzenlenmeli ve sınırlı insan trafiğine izin verilmelidir.b) Temizoda giysilerinin günlük tek kullanımlık elbiseye çevrilmesi ve/veya kişisel kullanıma verilen dayanıklı temizoda giysilerinin kullanım sonrası her gün dezenfeksiyonu, yedeklenmesi veya yapılamıyorsa kapalı, hava geçirmez torbalarda saklanması sağlanmalıdır.c) Ortak kullanılan tüm kişisel koruyucu ekipmanlar bireysel hale getirilmelidir (yüz siperliği/ gözlük gibi).d) Eldiven, bone, maske gibi yoğun kullanılan kişisel koruyucu ekipmanlar temizoda girişinde soyunma odasının imkan verdiği ölçüde birbirinden ayrı şekilde kullanıcıya sunulmalıdır.e) Kullanıcıların temizodaya girişlerinden önce kullanmakta oldukları eldiven ve hijyenik maskeleri değiştirmeleri zorunlu tutulmalı ve bu atıkların bulaşısı yüksek riskli atık seviyesinde bertarafı sağlanmalıdır.f) Hava duşuna her seferde sadece tek bir kişinin girmesine izin verilmelidir.g) Alanda kullanıcıların değdiği tüm yüzeylerin günlük çalışma öncesi dezenfeksiyonu sağlanmalıdır.h) Yoğun kimyasal gerektiren çalışmalar, sosyal mesafe ve vardiya koşullarına bağlı olarak ayrı olarak planlanmalıdır.i) Bakım & Onarım faaliyetleri sırasında olabilecek hava dalgalanmalarına karşı aksiyon planı hazırlanmalıdır.j) Temizoda klimaları/havalandırma istasyonlarında kullanılan filtrelerin değişimlerinde tehlikeli atık prosedürü uygulanmalıdır.k) Temizoda atık hava plenumu olarak kullanılan alanlarda N95, FFP2/FFP3 tipi maskenin kullanımı zorunlu tutulmalıdır.l) Negatif basınçlı alanlarda egzoz emiş noktalarının önlerindeki/üzerlerindeki engellerin kaldırılması, personelin bu noktalarda en düşük seviyede bulunmasına özen gösterilmelidir.Bu önlemlerden farklı olarak, sosyal mesafeye uygun çalışma koşulları yaratılmalıdır. Dünya Sağlık örgütünün bildirdiği iyi uygulamalar rehberlerine göre:a) Maskesiz kişilerin ortak alanları kullanmasına izin verilmemelidir.b) Ofis alanları ve ortak alanlarda malzeme paylaşımı en düşük seviyeye indirilmelidir.c) Tüm toplantılarda internet uygulamalarının kullanılması özendirilmelidir.d) El, yüz hijyeni sağlanması amacıyla ortak alanların giriş ve çıkışlarında kişisel kullanıma uygun dezenfektan üniteleri bulunmalıdır.e) İdari/akademik personelin sağlık durumları yakından incelenmeli, hastalık emaresi bildiren çalışanların en kısa sürede uzman sağlık personeline başvurması sağlanmalıdır.Yukarıda tavsiye edilen bu önlemlerin gerekliliği ve uygulanabilirliği uzman kişilerce tekrar değerlendirilmeli, ek önlemler ve uygulamaların gerekebileceği gözden kaçırılmamalıdır. İş destek ve devam protokolleri bu önlemlere göre tekrar planlanmalı ve aksiyonlar süreçlenmelidir. Burak Birkan, Ph.Dbbirkan@gmail.com1 https://www.who.int/dg/speeches/detail/who-director-general-s-opening-remarks-at-the-media-briefing-on-covid-19---11-march-20202 https://www.yok.gov.tr/Sayfalar/Haberler/2020/coronavirus_bilgilendirme_1.aspx3 https://www.ashrae.org/file%20library/technical%20resources/covid-19/eiband-airbornetransmission.pdf4 https://www.jdcooling.com/covid-19-cleanroom/5 https://www.who.int/who-documents-detail/getting-your-workplace-ready-for-covid-19-how-covid-19-spreads  

https://akdeniztanitim.com/universite-temizodalarinda-sosyal-mesafeye-dayali-calisma-esaslari-ve-alinmasi-gereken-onlemler

TURİSTİK TESİSLERDE "İZOLASYON ALANLARI VE ODALARININ" UYMASI GEREKEN TEMEL KRİTERLER

Kültür ve Turizm Bakanlığı'nca, corona virüs ile mücadele sürecinde, turistik tesislerin "Sağlıklı Turizm Sertifikasyonu" alabilmeleri için bir çok kriterler belirlenirken, "izolasyon alanları ve odaları" oluşturma şartı, kriterlerin başında yer aldı.Bir şekilde nasıl deprem ile yaşamaya alışacaksak demek ki artık virüslerle de yaşamaya alışacağız. Özellikle toplu halde bulunduğumuz ve vakit geçirdiğimiz her alanda bundan böyle bir çok koşul farklı olacak.Başlıkta gördüğümüz gibi Kültür ve Turizm Bakanlığı oteller için "izolasyon alanları ve odaları" oluşturma şartı koydu. Burada dikkat etmemiz gereken konular neler olabilir?1) Bu odalar otelin genel havalandırma sistemine bağlı olmamalıdır.2) Bu odalar ya ayrı bir klima santrali ile  %100 taze hava ile beslenen veya sirküle hava kullanılan ama Hepa filtreli bir havalandırma sistemine bağlı olmalıdır.3) Bu oda diğer komşu alanlara göre negatif basınçta tutulmalıdır.4) Eğer tesis küçük ise ve izolasyon oda sayısı az olacaksa, oda içi havasını Hepa filtre kullanarak temizleyen hava temizleyici cihazların kullanımı da bir çözüm olabilir.5) 2. ve 4.  maddelerde anlatılan sistemlere ve cihazlara ait uygun bir filtre değişim, filtre testi ve koruyucu bakım programı gibi uygulamaların çok sıkı kontrol edilmesi ve izlenmesi gerekir. Aksi takdirde bu sistem ve cihazlarda ayrı bir kontaminasyon kaynağı olmaktadır.6) Bu izolasyon odalarının konumunu da seçerken en az şu konuları dikkate almamız gerekir:     a) İnsan trafiğinin en az olduğu,       b) Bu odaya hastayı, sağlık personelini, temizlik/sanitasyon malzemelerini rahatlıkla ve risksiz getirip götürebileceğimiz bir konum.7) Bu izolasyon odalarının temizliği dezenfeksiyonu, hastanın kullandığı malzemelerin cinsi, tek kullanımlık olup olmaması, değilse bunların temizliği ve dezenfeksiyonu ayrıca dikkat edilmesi gereken diğer konulardır.Dilek SUNARI.C.C.E. İstanbul Validasyon ve Eğitim Tic.Ltd. Şti.

https://akdeniztanitim.com/turistik-tesislerde-izolasyon-alanlari-ve-odalarinin-uymasi-gereken-temel-kriterler

OZON GAZININ ve PLAZMA SİSTEMLERİNİN SU, İÇ ORTAM HAVA ve YÜZEY DEZENFEKSİYONUNDA KULLANIMI

  Günümüzde ozon gazı, iç ortam havasının kalitesini arttırmakta kullanılmakta ve insan sağlığını korumaktadır. ABD Gıda ve İlaç Kurumu’nun (Food and Drug Administration, FDA), ozonun su ve gıdalarda kullanımının güvenli olduğunu bildirmesinin ardından, dezenfektan özelliğiyle ozon gazının diğer endüstri alanlarında da kullanımı artmıştır. Korona nın hayatımıza getirdiği en önemli katkılar artık eskiden dikkat etmediğimiz fakat korona ile önem kazanmış olan temizlik ve hijyen kurallarıdır.  Oteller insanların para karsılıgı eğlenmek yada ticari amaçlı sehayatlerininde konaklama eğlenme ve yemek hizmeti aldıkları toplu yaşam alanlarındandır.  Toplu yaşam alanları olması sebebi ile hijyen konusu oldukça fazla önem arzetmektedir ve hijyen artık otellerde 6. Yıldız olarak öne çıkacaktır.  Otellerde odalar havalandırmalar, içme suları ve atıksular havuzlar toplantı salonları spalar spor salonları kafeler restaurantlar barlar lobiler bir bütün olarak hijyene dikkat edilmesi gereken yerlerdir.  Hijyende kullanılabilecek metotlar UV, kimyasal metotlar, filtrelemeler, ozon ve plazma metotlarıdır.  Bunlardan ozon ve plazma sistemleri diğerlerine göre artısı olan sistemlerdir ve en güçlü dezenfaktantlardandır. En popüler dezenfektan klor ile karşılaştırıldığında dezenfeksiyonda 50 kat daha etkilidir ve etkisinin etkileri 3.000 kat daha hızlı görülebilir.Ozon gazının yaygın olarak kullanılması, diğer dezenfektanlara göre daha güçlü bir etkiye sahip olması ve çözündükten sonra geriye kalıntı bırakmamasından kaynaklanmaktadır. Ozon gazı, yüksek okside edici özelliği ile organik ve inorganik yapılarla tepkimeye girmektedir. İçme sularının dezenfeksiyonu ve istenmeyen tat, koku, rengin giderilmesinde, havanın dezenfeksiyonunda ozonun yüksek oksidasyon gücü rol oynamaktadır. Ozon, mikroorganizmaların hücre duvarını parçalamaktadır. Böylece hastalık yapıcı mikroorganizmalar inaktive edilmektedir. Organik bileşenlerle de girdiği oksidasyon reaksiyonları sonucunda, daha küçük karbonlu bileşenler oluşmaktadır.Hava kalitesi insan sağlığı üzerinde oldukça etkilidir. Bir insanın günde ortalama 13.000–16.000 litre hava soluduğu bildirilmiştir. Bu noktada ozon jeneratörleri, solunan havada süspanse olmuş parçacıkların etkin şekilde temizlenmesini sağlamaktadır. Ozon gazının üretimi için korona deşarj ozon jeneratörleri yaygın olarak kullanılmaktadır. Korona deşarj ile ozon üretim mekanizması, oksijence zengin gazın elektriksel alandan geçirilmesine dayanmaktadır. Yoğun enerji, bazı oksijen moleküllerinin parçalanmasını, oluşan oksijen atomlarının diğer oksijen molekülleriyle birleşerek üç oksijen atomlu ozon molekülünü oluşturmasını sağlamaktadır. Ozon kullanımındaki en büyük avantaj, ozonun hızlı bozunması, yan ürün üretmemesi ve kısa sürede dezenfeksiyon etkisi oluşturmasıdır. Bu sayede kullanımı tehlike yaratmamakta, güvenle kullanılmaktadır. Korona deşarj sistemleri ile hava temizliği en etkin bir sekilde sağlanmaktadır.Burcu Ataman, Lutfi OksuzPlazma Uygulama Enerji Üretimi Ltd ŞtiSüleyman Demirel Universitesi Teknopark Ispartawww.plazmatek.com  

https://akdeniztanitim.com/ozon-gazinin-ve-plazma-sistemlerinin-su-ic-ortam-hava-ve-yuzey-dezenfeksiyonunda-kullanimi

Turizm Endüstrisi Akreditasyon Kuruluşlarına “Sağlıklı Turizm Sertifikasyon” Denetlemesi İçin Yılda 60 Milyon TL Ödeme Yapacak

  Sağlıklı Turizm Sertifikasyon programı, "Yolcu sağlığı ve güvenliği", "Çalışan sağlığı ve güvenliği", "Tesislerde alınan önlemler" ve "Ulaşım araçlarında alınan önlemler" olmak üzere 4 ana başlıkta toplanıyor. 160 kriterin yer aldığı 'Sağlıklı Turizm Sertifikası' alınmasının zorunluluk değil gönüllülük esasına bağlı ve müşteri güvenliği ön plana alınmaktadır.“Sağlıklı Turizm Sertifikasyon” programı, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın öncülüğünde, Sağlık, Ulaştırma, İç İşleri ve Dış İşleri Bakanlıklarının katkıları ve Birliğimizin de dahil olduğu tüm sektör paydaşların iş birliğiyle hazırlandı. Kültür ve Turizm Bakanlığı bu kapsamda havalimanı işletmeciliği, yerli hava yolları, karayolları ve turizm tesisleri için ayrı ayrı oluşturulan pandemi protokolleri ve sertifikasyon süreçlerini 04 Mayıs 2020 tarihi itibarıyla tamamladı.Koronavirüs salgınına yönelik alınacak önlemler kapsamında Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın “Sağlıklı Turizm Sertifikasyon” programına 11 günde 1.398 otel ve 54 yeme-içme tesisi olmak üzere toplam 1.452 başvuru yapıldı.Sertifikasyona bakanlık belgeli 4105 belgeli tesisten 1.398 otel ve 54 yeme-içme tesisi olmak üzere toplam 1.452 başvuru yaptı.Sertifikasyon için en yüksek başvuru 483 otel ile Akdeniz Bölgesi’nden gelirken bunu 466 otelle Marmara takip etti. Üçüncü sırada ise 257 otelle Ege yer aldı.İç Anadolu Bölgesi’nden 94, Karadeniz’den 59, Güneydoğu Anadolu’dan 29, Doğu Anadolu’dan ise 10 otel sertifikaya başvuru yaptı.
Sertifikayı verecek olan firmalar tesislere aylık düzenli kontrol ve denetimler yaparak standartların korunmasını sağlayacak. Otellerin sertifika için ödeyeceği ücret ise, yatak sayısına bağlı olarak aylık 400 ila 2 bin 600 TL arasında değişiyor. Yeme – içme tesislerinde de bu ücret metrekaresine göre 400 ila 1.250 TL arasında bulunuyor.11 firma sertifika veriyor.Sertifika veren firmaların listesi şöyle: BV Inspektorate, Control Union, DQS Denetim ve Belgelendirme, Isa Denetim Belgelendirme ve Eğitim, Llyod’s Register Gözetim, RoyalCert Belgelendirme ve Gözetim Hizmetleri, SGS Supervise Gözetme Etüd Kontrol Servisleri, Türk Standardları Enstitüsü Sistem Belgelendirme Grup Başkanlığı, TÜV Rheinland, TÜV SÜD Teknik Güvenlik ve Kalite Denetim Tic. Ltd. Şti. TÜV Teknik Kontrol ve Belgelendirme A.Ş.Sertifika Kriterleri : http://www.turob.com/Files/dosyalar/pdf/2068EKA.pdfSertifikalı Konaklama Tesisleri : https://ktb.gov.tr/genel/belgelendirmesorgu.aspx?lang=tr&category=1Sertifikalı Restoran / Kafe : https://ktb.gov.tr/genel/belgelendirmesorgu.aspx?lang=tr&category=2

https://akdeniztanitim.com/turizm-endustrisi-akreditasyon-kuruluslarina-saglikli-turizmsertifikasyon-denetlemesi-icin-yilda-60-milyon-tl-odeme-yapacak

Otel Odalarında Hidrojen Peroksit Dezenfeksiyonu

                                                                                                                                                                         Nebulizatör CihazıOtel odalarından misafir çıktığında, dezenfektanlı ürünler de kullanılarak detaylı temizlik yapılır. Ancak yine de, ulaşılması zor bölgelerdeki mikroorganizmaları öldürmek mümkün olmaz. Covid-19 salgını ile birlikte, otel odalarının dezenfekte edilmesi büyük önem kazanmıştır. Hidrojen Peroksit sisiyle yapılan dezenfeksiyon, COVİD-19’un bulaşma riskine karşı güvenli koruma sağlar..Misafir odadan çıktığında odaya konan nebulizasyon cihazı, Hidrojen Peroksit solüsyonunu sis haline getirerek odanın içine yayar. Oda içinde her noktaya etkili olması için dolap kapakları, çekmece kapakları ve WC kapısı açık olması gerekir. H2O2 sisinin odadan çıkmaması için kapı ve pencerenin kapalı olması, tuvalet aspiratörünün kapalı olması ve kapı altlarının bir bantla sızdırmaz hale getirilmesi gerekir. Oda hacmine göre hesaplanan miktarda H2O2 solüsyonu 1,5 saat süresince odaya sis halinde yayılır. Bu işlem sonucunda, temizlik esnasında bile ulaşılamayacak her noktadaki mikroorganizmalar ölür. Daha sonra cihaz kapatılır ve yarım saat beklenir. Bu beklemeden sonra kapı, pencere ve aspiratör açılarak 1 saat kadar mahallin havalandırılması gerekir. 1 saat sonunda, oda içinde H2O2 kalıntısını ölçmek için ölçüm aletiyle 2 dakika aralıklarla 3 kez ölçüm alınır ve H202 kalıntısının kalmadığı anlaşılınca oda kullanıma açılır.İşlem sırasında 1,5 saat çalışma süresini tamamlayan cihazın alınarak başka odaya götürülmesi gerektiğinde veya işlem sonunda  bekleme sırasında kapı ve pencereleri açmak için odaya girildiğinde gaz maskesi ve eldiven ile girilmelidir..H2O2 Dezenfeksiyon uygulaması ile ilgili, havalandırma ve klima tekniği konusunda dünyanın en eski kuruluşu olan ve standartları yazan ASHRE (American Society of Heating, Refrigerating and Air-Conditioning Engineers)’nin açıklaması aşağıdadır.Mak. Müh. Hüseyin Şahinoğlu/ Havak A.Ş.

https://akdeniztanitim.com/otel-odalarinda-hidrojen-peroksit-dezenfeksiyonu

SAĞLIKLI İÇ ORTAM İÇİN VE COVID-19 ETKİSİNİN AZALTILMASINDA NEMLENDİRMENİN ETKİSİ

Sağlıklı seviyedeki nemlendirme, COVID-19 (SARS Cov-2) ve H1N1 (İnfluenza A) gibi solunum sistemimizi enfekte eden virüslerin yayılmasını azaltmaya yardımcı olabilir. Hastaneler, klinikler, bakım evleri, okullar ve ofisler başta olmak üzere, tüm binalarda optimum nem seviyelerinin uygulanması büyük fayda sağlayacaktır. Dünya Sağlık Örgütü COVID-19'un bulaşmasını azaltmak için farmasötik olmayan çözümler çağrısında bulundu; nem kontrolü çalışan personeli, hastaları, sakinleri, öğretmenleri ve öğrencileri virüsün etkisinden korumanın güvenli, verimli ve kolay bir yoludur.Bir mahal havasında bulunan çok fazla nemin de küf ve mantar oluşması gibi sorunlara neden olabileceği iyi bilinmektedir. Hassas kontrollü nemlendirmenin tüm iç mekan ortamlarına sağlayabilecek faydalarını anlamak çok önemlidir.1986'da yapılan önemli bir arşatırmaya göre, insan sağlığı risklerini en aza indirmek için en uygun koşulların normal oda sıcaklıklarında % 40-60 bağıl nem (RH) arasında meydana geldiğini göstermiştir. Bu çalışma bugün hala HVAC uzmanları tarafından referans Kabul edilmekte ve Amerikan Isıtma, Soğutma ve Klima Mühendisleri Derneği (ASHRAE) tarafından belirlenen sağlıklı binlar için standartların temelini oluşturmaktadır. Bağıl nemin % 40-60 aralığında tutulması, çevrede bulunan virüslerin, bakterilerin ve alerjenlerin etkisini azaltırken cildin kuruluğunu ve göz tahrişini de önler.Binalarda RH'nin% 40 - 60 RH aralığında kontrol edilmesi  virüslerin ve bakterilerin havadaki ve yüzeyler üzerindeki etkisini azaltmakla kalmaz, aynı zamanda vücudumuzun hastalıklara karşı bariyerlerini  de korur . Doğal antiviral savunmamız olan solunum sistemimizdeki hava yollarının kendini temizleme mekanizmasına yardımcı olur ve özellikle akciğerlerimizde uygun doku onarımı sağlar.Nem seviyesinin COVID-19 gibi virüslerin yayılmasını azaltmakta nasıl bir etkisi vardır? 3 önemli faktör vardır :* Havada kalma ve dağılmaDüşük  nem seviyesi , damlacık boyutunu küçülterek virüsün havada daha uzun kalmasına ve daha kolay yayılmasına olanak sağlar. Su kaybı (kuruma) nedeniyle düşük damlacık ağırlığı, virüsün yere düşmesine engel olur ve yüzey temizleme / hijyen kontrol yöntemleri ile temizlenmesini önler. Havada asılı kalma süresi 36 ile 72 saat kadar olabilir ve bu süre virüsün daha çok yayılması için önemli süredir. Buna ilave olarak, düşük nem ve düşük damlacık ağırlığı virüslerin bir yüzeyden tekrardan havaya karışmasına neden olabilir.* BulaşmaDüşük ortam neminin neden olduğu küçük damlacık büyüklüğü, daha az etkili biyolojik tepkinin yer aldığı akciğerlere daha derin nüfuz etmesini sağlar, Cilia’nın (Üst ve alt solunum sistemini kaplayan hücrelerin üzerinde olan tüycükler) fonksiyonunun  azalması ve mukusta azalma, düşük nem koşullarında önemli boyutlarada olur. * Virüslerin AktivitesiDüşük nem seviyeleri, aerosolün tuz içeriğine etki eder, bu da uzun süreli viral aktiviteye izin verir ancak daha yüksek RH virüslerin aktivitesini azaltır. Bunlara ek olarak, daha yüksek nem seviyeleri hastanın hücresel iyileşmesini artırır. Nemin, bağışıklık sistmemizi korumada ve COVID-19 gibi hastalıklarla mücadele etme konusunda da etkili rolü vardır.İç ortamımızı daha sağlıklı hale getirmek için bu bilgileri nasıl uygulayabiliriz? Büyük binalarda  HVAC sistemine endüstriyel bir nemlendirici eklemek, bağıl nem seviyesini önerilen aralıkta kalmasını sağlamanın en iyi yoludur, bu da hastalık yayılımını ve konfor rahatsızlığını azaltacaktır. Bu yaklaşım, sağlık tesisleri, okullar, ofisler, bakım evleri ve yaşam tesisleri de dahil olmak üzere tüm binalarda uygulanabilir.Rochester, Minnesota'daki Mayo Clinic bu uygulamayı  okul öncesi sınıflarda test etti. Araştırmacılar, sınıfların bağıl nemini% 40-60'a yükseltmenin influenza'nın sınıftaki yüzeylerde veya havada aerosoller olarak hayatta kalma kapasitesini azaltıp azaltmayacağını belirlemek istedi. İki sınıfa Endüstriyel nemlendirici koyarken diğer iki sınıfa nemlendirici koymadılar ve sınıflar arası testler yaptılar. Bu çalışma sounucunda nemlendirilmiş odalarda ;İnfluenza A içeren  hava örneklerinin yüzdesinde önemli bir düşüş görüldü.İnfluenza A içeren yüzey örneklerinin yüzdesinde düşüş gözlemlendi.İnfluenza A'ya sahip numunelerde  daha az “canlı” virüs ve daha az bulaşma görüldü.Daha az sayıda grip vakası raporlandı.Viral salgınlar, sağlık ve sıhhat için tehlike oluşturmanın yanı sıra başka şekillerde de zararlıdır. Kuru kış aylarında, genellikle solunum yolu hastalıkları nedeniyle öğrenci devamsızlıkları artar. Kronik devamsızlık veya  bir yıl içinde % 10 devamsızlık, öğrenci başarısının düşmesine neden olur. Virüsler öğrenciler arasında yayıldığında, ebeveynler ve öğretmenler de hastalanabilir ve rapor alabilirler. Çok fazla nöbetçi öğretmenlerle ders işlemek ise ders planlarını olumsuz etkileyebilir ve ekstra maliyet gerektirir. Grip aynı zamanda işverenleri ve işletmeleri etkilemektedir. ABD’de yıllık olarak 16,3 milyar dolar kazanç kaybına neden olmakta ve hastane yatışları, poliklinik ziyaretleri  yaklaşık 10,4 milyar dolarlık doğrudan maliyete neden olmaktadır.Viral solunum yolu enfeksiyonlarına ek olarak, sağlıklı nem seviyesi hastane ve klinik bakım ortamlarında Hastaneden bulaşan enfeksiyonlar, Pnömoni, Zatürre, Nosocomial, MRSA veya ilaca dirençli Staphylococcus aureus mikrobu vb . üzerinde de rolü vardır. Bu HAI virüslerinin hastanede bulunması, bakım maliyeti açısından hastaneye büyük bir yük getirmektedir. Bu hastalıklar hastanın hastanede kaldığı süre içinde bulaştıysa, tedavi maliyetinden hastane direkt olarak sorumlu tutulur. Bu nedenle, nemlendirme sisteminin yatırım ve işletme maliyetlerinin yanı sıra hastaneden bulaşma ihtimali olan enfeksiyonların getireceği gereksiz maliyetleri de göz önünde bulundurmalıyız. Bu maliyetleri düşündüğümüzde, nemlendirme sisteminin kendini amorti etme süresi daha kısa olacaktır.Bağıl nemin sağlıklı bir seviyede olmasını sağlamanın ilk adımı, özellikle COVID-19 vakaları (veya asemptomatik vakaların mevcut olabileceği alanlar) bir tesisin COVID-19'a karşı  optimizasyon yapıp yapmadığını hızlı bir şekilde belirlemek higrostat ile RH ölçümü almaktır. Çoğu sağlık tesisinde nemlendirme sistemi mevcuttur, ancak nemlendirici cihazların bakımlarının yapılmaması, kapatılmış olması veya nemlendirme seviyelerinin düşürülmüş olması yüzünden çalışmayabilir.% 45 Bağıl Nem hedefi genellikle kolayca elde edililebilir ve olumlu faydalar sağladığı kabul edilir. Daha düşük RH seviyeleri görüyorsanız, cihazın çalışıp çalışmadığını görmek için ekipmanı kontrol edin, gerekirse ayar noktasını ayarlayın / yükseltin. Örneğin, mevcut nemlendirme ekipmanı ile neler yapabileceğinizi değerlendirin. Nemlendiriciler genel olarak istenen maksimum nemlendirme için tasarlanmıştır. Orijinal tasarımınızdan bir yılda ne kadar % 45 Bağıl Nem değerine ulaştığınıza bakın ve geçmiş kayıtlardan potansiyel nemlendirme seviyelerini belirlemek için geriye dönük nemlendirme taleplerini gözden geçirin. Şekil 2, farklı RH seviyelerindeki dizaynlarda % 40 bağıl nemdeki saat yüzdesini göstermektedir.Nemlendirme sistemi olmayan veya yenilenmesi gereken binalarda, örneğin okullar, yaşam tesisleri veya ofis binaları , nemlendirme sistemi duvara hızlı bir şekilde monte edilebilir ve odalara hemen nem eklemeye başlayabilir. Daha büyük nemlendirme sistemleri bir tesisin HVAC sistemine (Şekil 3), mekanik odaya (Şekil 4) veya çatıya (Şekil 5) koyulabilir ve tüm binayı nemlendirebilir. Endüstriyel  nemlendirme sistemleri, çok düşük ve çok yüksek olmayan uygun seviyeleri korumak için ihtiyacınız olan kontrolü sağlar. Bir sistemi çalıştırmak için güç kaynağı, su ve drenaj hattı yeterlidir. Mühendisler ve yükleniciler, uygulamaya bağlı olarak sistem tasarımı, uygun kapasite ve tipteki ekipmanı belirlerlerMak. Müh. Hüseyin ŞahinoğluHAVAK A.Ş.10.06.2020

https://akdeniztanitim.com/saglikli-ic-ortam-icin-ve-covid-19-etkisinin-azaltilmasinda-nemlendirmenin-etkisi

SALGIN DÖNEMİNDE UÇAKLA SEYAHAT ETMEK NE KADAR GÜVENLİ?

Covid 19’un etkilediği en önemli konulardan biri de uçak ile seyahat özgürlüğümüzün kısıtlanması oldu. Hepimizin kafasında ‘’uçağa bindiğimizde kabin içinde bir Covid 19 hastası veya taşıyıcısı varsa hastalığın buluşmasından nasıl korunacağız’’ sorusu oluştu.  Diğer ulaşım araçlarına göre uçaklarda daha etkili ve güvenli bir havalandırma sistemi olduğunu öğrendiğimde bir rahatlama hissetim. Ama yine de temizoda havalandırma sistemi validasyonu ile ilgili biri olarak irdelenecek birçok  konu olduğunu da gördüm. Bu yazımda kısaca ve genel olarak  bu konuları sizlerle paylaşmak istedim. Masmavi bir gökyüzünde, rahat koltuğumuza oturmuş, pamuk tarlası görünümündeki  bulutların üzerinde, çayımızı içerken, uçuşun keyfini çıkarıyorduk. Dış ortam şartlarını hiç düşündük mü? Sıcaklık; eksi 56 derece, basınç ise insan vücudunun kolay dayanamayacağı kadar düşük bir oranda. Peki biz kendimizi nasıl bu kadar rahat hissediyoruz? Bu yüksek irtifada basınç, sıcaklık ve oksijen yoğunluğunun düşük olması canlı sağlığı açısından olumsuz bir durum oluşturur.  Bunu engellemek için uçak motorundan alınan basınçlı ve sıcak hava, iklimlendirme paketlerinden geçirilerek kabinin içine verilir ve kabinin basınçlanmasını (bu işleme 1940’larda başlanmıştır) sağlar.  Uçak kabinini sızdırmaz bir oda gibi düşünürsek, basınçlandırma yapmak  hem yüksek irtifa hem de yetersiz oksijen problemlerini çözer.  Sizlere bu yazıyı hazırlarken faydalandığım makalede Boeing 737 uçak tipinden faydalanılmıştır. Uçaklardaki iklimlendirme sistemi temel olarak soğutma, ısıtma, basınçlandırma, sıcaklık kontrol ve dağıtım ünitelerinden oluşur. Koşullandırılmış havanın dağıtımı kokpit ve kabin olmak üzere ikiye ayrılır ve her ikisi birbirinden bağımsızdır. Burada dolaşan hava ayrıca elektronik bölümü ve kargo kısımlarına da gider.  Dağıtım sisteminin bir alt kısmı da bizi çok ilgilendiren kabin içi havasının tekrar dolaşım (re-sirkülasyon) sistemidir. Nasıl temizodalarda tasarruf amaçlı tekrar dolaşım havası kullanıyorsak, bu havayı *HEPA/ULPA filtrelerden geçiriyorsak ve taze hava ile belli oranda karıştırıyorsak, uçaklarda da motordan alınan besleme  (taze) havasını azaltarak ve tekrar dolaşım havasını arttırarak yakıt tasarrufu sağlanmaktadır. Emilen hava, hava fanlarıyla HEPA/ULPA filtrelerden geçirilerek karışım manifolduna  alınır ve belli oranda taze havayla karışır. Tekrar dolaşım havasının, içerdiği canlı/cansız partiküllerden temizlenmesi yüksek etkinlikte (%99,99... oranında 0.3 -0.5  mikron boyutunda) partikül tutucu HEPA/ULPA filtreler yoluyla gerçekleşir. Bu filtreler ön kargo bölümünün arka duvarında bulunur ve tekrar dolaşım havasının girdiği ilk noktadadır.  Uçaklarda kabin içi havası ile ilgili bilgileri kısaca özetledikten sonra, kabin içindeki hava kalitesini yükselten bu filtreler ve kabin içi havasının tekrar dolaşımı hakkında mutlaka düşünülmesi gereken önemli konuları dile getirmeye çalışacağım: Doğal olarak her filtre gibi bu filtreler de dolar, tıkanır ve yenisiyle değiştirilmesi gerekir. Boeing 737’de bu değişim süresi 5000 uçuş saatidir, yaklaşık 1-1,5 yıla denk gelir. Acaba verilen bu süre birçok değişkenlik (daha sık uçuş, taşınan yolcu sayısı, ortam tozu ve kirliliği vb.) göz önüne alındığında yetersiz kalabilir mi?                                              Örneğin, temizoda kullanıcıları olarak bizler, bu filtre değişim süresini bahsettiğim değişkenliklere rağmen daha net belirleyebiliyoruz.  Bunun için sürekli filtrenin ön ve arka tarafındaki basınç farkını ölçerek, filtre üreticisinin belirttiği tıkanıklık basıncına göre kendimize bir filtre değişim basınç değeri saptıyoruz ve bu değere yaklaştığımızda filtreyi değiştiriyoruz  Not: Filtreleri değiştirirken, filtrelerin havadaki mikrobiyal kontaminasyonu tuttuğu ve değiştirme sırasında bu işlemi yapan teknik personele zarar verebileceği düşünülerek güvenli değişim (safe change) yöntemleri düşünülmelidir. Diğer bir konu ise HEPA/ULPA filtrelerin, çok hassas malzemelerden (kağıt, alüminyum) yapılması nedeniyle üretim, depolama, taşıma, montaj sırasında çok kolay hasar görebilmesi ve işlevini yitirebilmesidir. Bu açıdan kabine filtre takılmadan önce, takıldıktan sonra ve belirli bir sıklıkta sızıntı (integrity) testi yapılarak filtre bütünlüğünün uygunluğu test edilmelidir. Kabin içi hava kalitesi dendiğinde akla gelen diğer önemli konuda yolcu başına düşen oksijen miktarıdır. Günümüzde bu konuyla ilgili bir standart geliştirilmemiştir. Böylece hava yolu şirketleri de maliyeti azaltmak için bu konuyu fazla irdelemezler. Bugün uçaklarda %50’ye yakın tekrar dolaşım havası kullanılmaktadır. Enerji ve maliyet açısından tekrar dolaşım hava miktarının arttırılması bazı sağlık risklerini de ortaya çıkarmıştır.  Covid 19 salgını bu riskleri tekrar gündeme getirmiştir.  1970’lerde yolcu başına 0,42 m3/dk olan dış hava miktar, günümüzde 0,17 m3/dk’ya düşürülmüştür. ASHRAE (American Society of Heating Refrigerating and Air –conditioning Engineers) tarafından belirlenen standarta göre bu miktar 0.42 m3/dk olmalıdır. Kabin havalandırma sistemi tasarımı bir koltuk sırasına gönderilen havanın yine o koltuk sırasından alınarak kabinden atılmasını sağlayacak ve riski azaltacak şekilde yapılır. Ama  bir yolcuda enfeksiyon varsa hava yoluyla diğer yolculara bulaşabilir. Bu nedenle yolcu başına düşen taze hava miktarı ne kadar fazlaysa risk o kadar azalır.  Sonuç 1940’larda kabin basınçlandırılması ile  başlayan iklimlendirme sistemleri, günümüze kadar sürekli geliştirilmiştir. Fakat ne yazık ki yolcu ve mürettebattan hava kalitesiyle ilgili şikayet ve rahatsızlık bilgileri alındığı halde bu bilgiler düzenli bir kaynakta derlenmediği için kabin içi hava kalitesi ve sağlık riskleri arasında net bir bağlantı kurmak zordur.  Bu açıdan temizoda kullanıcıları olan bizlerin yaptığı ölçümler (basınç farkı, sıcaklık, rutubet, mikrobiyal yük, HEPA/ULPA filtre tıkanıklık ve sızdırmazlık ölçümleri vb) düzenli olarak kabin içi havası içinde yapılırsa ve bu sonuçlar bir havuzda toplanırsa, yolcu ve mürettebat için daha sağlıklı bir kabin ortamı sağlayacak şekilde öneri ve yenilikler yapılabilir ve Covid 19 gibi salgınlarda uçak yolculuğunu daha güvenilir ve tercih edilebilir hale getirebilir.Dilek SunarI.C.C.E. İstanbul Validasyon ve Eğitim Tic. Ltd. Şti. Kaynakça: Arslan, B., Karakoç, T.H., Yörü, Y., Altuntaş Ö. ‘’Uçak ve iklimlendirme sistemleri ve iç hava kalitesi üzerine etkisi’’, Mühendis ve Makina Cilt 51 Sayı 697

https://akdeniztanitim.com/salgin-doneminde-ucakla-seyahat-etmek-ne-kadar-guvenli

 
3WTURK CMS v6.03WTURK CMS v6.0